Yaşanan hukuk krizinden birlikte mücadele ederek ve özgürlükleri çoğaltarak çıkmalıyız!

Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili ‘Can Atalay’ın hak ihlaliyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara uymayan ve mahkeme üyelerini şikayet eden Yargıtay 3. Ceza Mahkemesi aracılığıyla normlar hiyerarşisinin bozulduğunu, anayasaya aykırılığın ve hukuku yok saymanın hukuk kurumları eliyle yeni bir norm olarak yerleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Durdurmaya çalıştığımız ekolojik-yıkım, iklim-yıkım projelerinde, mahkeme salonlarında ve bilirkişi keşiflerinde işlemeyen adaletin bu sefer de normlar hiyerarşisinin ayaklar altına alınması, bir darbe ürünü olan ’82 anayasasındaki en temel hak ve düzenlemelerin dahi tanınmaması gerçeği ile giderek kurumsallaştılmaya çalışıldığını görüyoruz. Gittikçe saldırganlaşan tek adam rejiminin ürünü olan bu adaletsizliği durdurmak zorundayız.

12. Kalkınma planında, meclisteki bütçe görüşmelerinde, iklim kanunu hazırlıklarında, yenilenebilir enerji planlamalarında sermayenin çıkarlarını gözeten, halka ve doğaya yaşam hakkı tanımayan bir yönetimle karşı karşıyayız. Can Atalay’ın özgürlüğü, depremi yaşamış Hatay halkının iradesinin tanınması için Çağlayan Adliyesi önünde tuttuğumuz nöbet 12. gününe girerken iktidarın suç karinesinin giderek arttığını biliyoruz.

Çare sadece biz ama bir tek biziz! Nasıl ki iklim krizine karşı önlemi iklim suçlularından beklemiyor ve mücadele ediyorsak, yine adaletin tesisi için de hukuku yok sayanlara karşı adaleti hatırlatmaya, savunmaya devam ediyoruz. Gelecek nesillere iklim adaletinin sağlandığı, demokrasi ve özgürlüklerin hüküm sürdüğü, ekokırımın suç olduğu ve doğadaki tüm canlıların birbiriyle barış içinde yaşadığı bir gezegen bırakmak için tüm hukuksuzluklara karşı çıkmaya devam edeceğiz.