Deprem bir doğa olayıdır, felakete dönüşmesinin nedeni doğayı vekamuyu değil sermayeyi önceleyen kapitalist sistemdir

23 Nisan 2025 tarihinde Silivri açıklarında olan 6.2 ölçeğindeki deprem, yine benzertartışmaları neden oldu. 1 derece deprem kuşağında olan, tektonik oluşumların yoğunolduğu bir coğrafi alan olan Türkiye, yakın tarihinde çok büyük kayıplar vermiş, 17 Ağustos1999 Gölcük -Düzce, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 11 il depremini yaşamış, resmikayıtlarda 100.000’lere varan canını kaybetmiş bir ülkedir.

Üzerinde yaşadığımız gezegen yaklaşık 14 milyar yıldan beri soğuyan bir ateş küredir.Sıvımağma üzerinde 10 -12 plaka hareket eder birbirine sürter, birbirini sıkıştırır. Bu yerhareketleri, doğanın en normal sayılacak olaylarındandır, bu yer hareketlerine biz depremdiyoruz.

Normal sayılmayacak olan, bilimin ortaya koyduğu tüm bilgiye ve ulaşılan bilinç düzeyinerağmen dünyaya hakim neoliberal sistem binlerce insanın ölümüne neden olmaktadır.Rant ve kar odaklı neoliberal sistem tüm insani, ahlaki değerleri yozlaştırmış, kent planlama,tasarım, malzeme üretimi, mimarlık mühendislik, maksimum kar elde etme hedefine odaklanmıştır.

Nerede ise tüm sorunlar, birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında bir sistemin parçalarıolarak birbirini etkileyen, besleyen bir zincirin halkaları gibidir. Bir alandaki bozulma, başkabir alanda da sorunlara yol açar.

Özellikle 2000 yılından sonra , İstanbul Belediyesi yönetiminde olanlar, bugünün ülkeyönetiminde olan anlayış, kaçak, ruhsatsız, sağlam olmayan tüm yapıları imar affıylataçlandırdı ve yetmedi tüm yeşil alanlar, çeperlerdeki tarım arazileri, İstanbul’un ve ülkeninoksijen deposu ormanlar bir bir imara açıldı. Ekonominin büyük ağırlığının olduğu MarmaraBölgesinin kentleri nerede ise bu fay hatlarının üzerinde büyümeye devam etmektedir. Buhavza, bölge planlama kökten yanlıştır.Konusunda uzman liyakat sahibi kişi ve kurumlar dikkate alınmadı, karşı duran tüm şehirplanlamacılar, gezi parkı savunucuları ve son olarak halkın iradesiyle seçilen belediye başkanları zindanlara tıkıldı.

6 Şubat depremi üzerinden yıllar geçmesine rağmen barınma hakkı başta, kadim kentlerranta kurban edilmektedir.

Deprem sırasında insan ihtiyacı değil insan hakkı olan acil yardım, kurtarma, elektrik, sugıda, barınma, güvenlik, ilaç, hijyen 22 yıldır derinleşen özelleştirme programları ileverilmemiş büyük can mal kayıpları yaşanmıştır.

2000 yılında hazırlanan İstanbul Master planında (JICA) yapılan vurgu, depremin afetedönüşmesinin engellenmesinin yolu afete hazırlık yapmaktır denir, “Afet Hazırlık sokak vemahalle tabanlıdır, birbirini tanıyan insanlardan oluşur, gönüllülük esasına göredir”der.

İnsanların bir araya gelmesinden korkan sistem bu Temel Afet Hazırlık Plan oluşumunuengellemek için toplanma alanlarını AVM’lere, otoparklara tahsis eder, insanlarınörgütlenmesini, bir araya gelmesini engeller.

Önerilen, bireysel olarak pelerinli insanların gelip bizi kurtaracağı şeklindedir. Toplananfonların, ülke birikimlerinin hortumlanması adeta bir yönetimden diğerine geçen gelenekhaline gelmiştir.

İstanbul İPKB okulları gerektiği gibi deprem afet anında bir yaşam mahalli olacak şekildeplanlanmalı, fotovoltaik paneller, su depoları ile mahallenin kentin barınma ihtiyacına cevapvermelidir. Okullar, mahalleye entegre olmalıdır.

Afet hazırlıkta ölçek sorunu vardır, ölçek mahalleye inmediği sürece etkin bir afethazırlık yapılamaz.

Birçok bilim insanının söylediği gibi beklenen büyük İstanbul depremi henüzgerçekleşmemiştir. Dilerdik ki 6 Şubat 2023 son uyarı olsun ancak olmadı. Şimdi 23 Nisan 2025 uyarısı belki de son uyarı olacaktır.

Ülkenin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullarda daha da güçsüz hale geleceği depreminkayıplarını minimuma indirmek mümkündür. Bu doğrultuda kaynaklar ve planlama seferber edilmelidir.

Deprem öldürmez sistem öldürür diyerek, yaklaşan İstanbul depremine bilimsel,gerçekçi, mahalle bazlı acil çözümlerin üretilmesini, 6 Şubat’ta yaşanan hakkayıplarının telafi edilmesini, halkı içine katan AFET HAZIRLIK PLANI YAPILMASINI talep ediyoruz.