HALİLAĞA BAKIR (ALTIN ) MADENİ BASIN BİLDİRİSİ

Cengiz Holding, Çanakkale’de, Kazdağların’da yaşamı söndürmek, halkı ezmek,orman doğasını yok etmek için testerelerini çalıştırıyor. Mevcut hükümete ve İngilizsermayesine gösterdiği sadakatten dolayı, her suçtan sıyrılacağının garantisiniçoktan aldığı açıkça ortada. Başka türlü tamamen usulsüz bir işletmeyi açık tutmacüretini kendinde bulamazdı.

Cengiz Holding, Kanadalı şirketten satın aldığı ruhsatla adeta, “Sizin, yabancısermaye olarak yapamayacağınız kıyımı, ben yerli sermaye olarak yaparım”demiştir. 2024’ün yaz ayları içinde, Kamu Yararı Kararını cebine koymuş ve Bakırİşletme iznini almıştır, daha doğrusu bu izin kendisine, tüm karşı davalara ve ÇEDsürecindeki usulsüzlüklere rağmen verilmiştir. Öyle ki, kanuna uygun gibi görünenbu süreçte, Revize İşletme projesinin, mevcut ÇED raporu ile uyumsuz olduğubilinmektedir. Hatta verilen Acele Kamulaştırma Kararı yüzünden el koyulan tarımalanları için davalar açılmış olduğu halde, bu davaların sonuçları beklenmemiş,mülkiyet izinleri tamamlanmamıştır. Yani, Halilağa Bakır (Altın ) Madeni İşletmesininfaaliyetleri, tamamen bir “çökme, çalma ve talan” faaliyetidir.

Bu talan faaliyeti içinde, her gün, elektrikli testerelerin sesleri altında, dibindenkesilip devrilen 30 yıllık – 50 yıllık – 100 yıllık çam ağaçlarının yere düşerkençıkarttığı çatırtılar altında, geleceğe ilişkin yaşam güvencemiz yıkılmakta, elimizdenalınmaktadır. Türkiye’nin akciğeri elektrikli testereyle parçalanmakta, nefesikesilmektedir. Öyle ki, kütük çapları yönetmeliğe uymayan genç, körpe ağaçlar bukesim kıyımında ağaçtan dahi sayılmamaktadır. Yeryüzünde tüm canlıların ve hattacansız olduğu düşünülen doğal varlıkların, yani, ağaçların, hayvanların, kayaların“var olma, yaşama, yaşama tutunma” hakkı vardır. Bu kadim düşünce, Anadolukültüründe ve dünyanın kültürel mirasında mevcuttur. Doğanın yaşam hakkını,bugünün ve gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını bir arada savunuyoruz. İnsanları katletmek nasıl suç ise doğanın katledilmesi, yani ekokırım
da bir suçtur, suç olarak yasalara geçmelidir. Halilağa Bakır (Altın) Madeni İşletmesi, bir ekokırım suçu işlemek üzeredir. Bu suç Alplerden sonra en önemli oksijen kaynağı olan Kazdağları’nda gezegene karşı işlenmektedir. Faaliyetlerine bu şekilde devam etmesi halinde, geri dönüşü mümkün olmayan, ağır ve çok büyük bir doğa tahribatı, kasten, bilerek ve gözgöre göre, insan eliyle gerçekleşecektir. Bu
tehlike suçu şu anda işlenmektedir. 1 milyon işaretlenmiş ağaç kesilmekte olup,
toprağın kayalardan söküleceği, ardından da kayaların patlatılacağı telafisi olmayan bir süreç başlatılmış durumdadır. Ekokırım sürecinin başladığı bu günlerde, madenin çalışması halinde, toprak, su ve hava zehirlenecek, tıpkı İliç Çöpler Altın Madeninde olduğu gibi, geriye, tüm canlılığın sağlığını kaybettiği, tarımın bittiği,
insanların göçe zorlandığı, değerli her şeyin kaybedildiği bir kıyamet yeri kalacak
ve böylesi devasa bir hasarı eski haline döndürmek asla mümkün olmayacaktır.
5 Ekim 2024 tarihinde,” Vahşi Madenciliğe Hayır!” diyen binlerce insan, Çanakkale’de, Cumhuriyet Meydanı’na sel gibi akarken, “Defol Cengiz! Bu memleket bizim!” diye haykırmaktaydı. 8 Ekim 2024 tarihinde ise, Cengiz Holding, Kanadalı bir şirket ile yaptığı anlaşmada, İngiltere’den aldığı fonlar ile 1 milyon ağacımızı kestikten sonra, toprağı kazıyıp, her bir kayayı un ufak ederek çıkaracağı
bakırı nasıl pazarlayacağını belirliyordu.


Cengiz Holding, gücünü iktidardan alıyorsa, iktidar gücünü halkı yanıltmak, gerçekleri gizlemek ve hukuksuzluğu sürdürmekten alıyor. İnsanların gözünün önündekini göremeyeceği şekilde sis etkisi yaratmayı, sahte gündemlerle zihinleri meşgul etmeyi hedefliyor. Yerelde halkın gerçek gündemi ise, sermayenin, zorla topraklarını ve suyunu işgal etmesi, kendine yetebilen onurlu bir hayattan hızla uzaklaştırılmaları, fakirliğe ve köklerinden ayrılmaya sürüklenmeleridir.Doğa ve Yaşam savunucuları olarak zihinlerimiz açık ve her şeyi net görüyoruz. Bu yağmaya asla izin vermeyeceğiz. Demokratik haklarımızı kullanarak, haklılığımızı ispat ederek, hukuku çalıştırarak, direnerek, her bir ağacı tek tek savunacağımızı buradan duyururuz.