İklim Adaleti Koalisyonu kuruldu

Glasgow’da düzenlenen devletlerin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’ndan (COP26) önce bir araya gelen ekoloji, emek ve meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları (STK), siyasi partiler ve aktivistlerden oluşan COP26 Türkiye Koalisyonu, çalışmalarını İklim Adaleti Koalisyonu olarak sürdürme kararı aldı. 

Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul Çevre Mühendisleri Odası’nda (ÇMO) yapılan basın toplantısıyla kuruluşunu ilan eden koalisyon, “iklim adaletini devletlerden ya da şirketlerden bekleyemeyiz, çözüm biziz, biz yaşam savunucuları” diyerek dünyanın, yaşamın ve insanlığın ihtiyacı olan hızlı ve radikal bir yol değişikliği için, iklim adaleti için harekete geçtiklerini açıkladı.

Toplantıda Doğa İçin Sanat Derneği üyesi Göksen Ezeltürk’ün koordine ettiği İklim için Dikkat sanat etkinliği de sergilendi.

Dünya ile beraber mücadele

Yüzyüze ve online katılımlarla bileşenlerin katılım sağladığı toplantının kolaylaştırıcılığını yapan ÇMO Yönetim Kurulu üyesi İlden Kibar, koalisyonun çalışma yöntemlerini aktardı.

Koalisyonun önceki çalışmalarını aktaran Polen Ekoloji üyesi Cemil Aksu da açıklanan metnin daha öncesinde yapılan çalıştayların sonucu tüm koalisyon bileşenlerince oluşturulduğunu ifade etti. 

Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu üyesi Çiğdem Özbaş ise koalisyonun, alternatif COP26 zirvesine gerçekleştirdiği katılımla iklim adaleti için dünya genelinde mücadele edenlerle de iletişim halinde olduğunu ve bu iş birliğinin ve ortak mücadele olanaklarının da artacağını söyledi. 

Toplantıya katılan bileşenler ve bireysel katılımcılar da söz alarak koalisyonun iklim krizine karşı mücadele için umut verdiğini ifade ettiler. Toplantıya katılan CHP ve HDP temsilcileri, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da iklim krizine karşı mücadele etmenin önemini vurgulayarak koalisyon çalışmalarına destek vereceklerini söylediler. 

“Bu sistemin tarihin çöplüğüne gönderilme zamanı”

Toplantıda basın açıklamasını okuyan Türk Tabipler Birliği temsilcisi Demet Parlar şunları söyledi:

“İklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla etkilenenler, ekolojik yıkıma ve iklim değişikliğine etkisi ihmal edilebilir olanlardır. İklim adaleti talebimiz, dünya iklim sisteminin farklı coğrafyalarda farklı şekillerde değişmesi; yanı sıra diğer doğa tahribatlarının sömürü ilişkilerindeki eşitsiz ilişkiler sonucu eşitsiz dağılımı ile ülkeler arasındaki sorumluluk, etkilenme ve uyum sağlama kapasitesi üzerinden yaşanan adaletsizliklerle ilgilidir.”

Şirketlerle devletlerin düzenledikleri zirvelerle, “yeşil kalkınma” söylemleriyle iklim kriziyle mücadele ediyorlarmış gibi yaptıklarını söyleyerek buna inanmamak gerektiğini söyleyen Parlar, fosil yakıtlar, madencilik faaliyetleri, yenilenebilir enerjilerin yarattığı tahribatlar, nükleer yatırımlar, kentleşme, mega projeler, endüstriyel tarım ve hayvancılıkla ilgili yaşananların devletleri ve şirketleri yalanladığını Türkiye’deki örnekler üzerinden açıklayarak ifade etti:

“Ekolojik yıkımın nedeni olarak ‘bireysel tüketim’i göstermek, toplumsal ve politik etkileri belirsizleştirerek gerçek failleri de görünmez kılmaktadır. Dünya üzerindeki bütün zenginliği elinde bulunduran az sayıdaki kişinin egemenliğinin sürmesi için yeryüzündeki diğer bütün canlı türlerin felaketler yaşamasıdır. Bu sistemin, yarattığı diğer krizlerle birlikte, tarihin çöplüğüne gönderilme zamanı geldi ve geçiyor.”

“Kurtulmuş bir gezegen”

İklim Adaleti Koalisyonu’nun doğaya yapılan tüm müdahalelerin ekolojik kırım olarak tanımladığını ve tüm ekolojik kırımların suç olduğunu savunduğunu, bu bağlamda da her türlü ekolojik kırıma karşı mücadele edeceğini belirterek konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Bizi bekleyen; bir yok oluş senaryosu değil, iklimi değiştiren sisteme karşı mücadeleyle kurtulmuş olan bir gezegendir.”

Katılıma açık

Bireysel katılımcılar ve 71 kurumsal bileşenden oluşan İklim Adaleti Koalisyonu, çalışmalara katılmak isteyen kurumların ve bireylerin katılımlarına açık.

Katılımcı kurumların listesine ulaşmak için tıklayın

İletişim